19 Mayıs 2012 Cumartesi

Ülkemizin Bazaltik Alanları ve Buradaki Bitkiler Hakkında

Ülkemiz Avrupa-Sibirya, İran-Turan ve Akdeniz fitocoğrafik bölgelerinin kesiştiği ve birbirine karıştığı bitki coğrafyası bakımından önemli bir konumda yer almaktadır. Okyanuslara bağlantısı olmayan Anadolu yarımadasında bu fitocoğrafik farklılığın nedeni olarak sahip olduğu 3 farklı iklim tipi gösterilmektedir. Ayrıca ülkemizde bulunan farklı yükseltilerdeki dağlar, platolar ve ovalar da genel iklim tipi içerisinde daha özel makroiklim, mezoiklim ve mikroiklim alanlarının oluşumuna neden olmaktadır. Türkiye florasının eşsiz ve zengin olmasının başlıca sebepleri arasında yukarıda bahsedilenlerin de dışında jeolojik ve jeomorfolojik farklılıklar, zengin su kaynakları ve bunların oluşumundaki hidrojeolojik farklılıklar, ülkenin doğusu ve batısı arasında ekolojik farklılıkların bulunması ve bunun floristik farklılıkları etkilemesi gibi etkenler de gösterilmektedir. Bu sayılan özellikler ülkemizin sahip olduğu floristik zenginliği ve yüksek endemizim oranını (% 34) kısmen de olsa açıklamaktadır. Türkiye halen ılıman iklim kuşağında kültürü yapılan tahıllar, baklagiller, yem bitkileri, orman ağaçları ve taş çekirdekli meyvalar gibi ekonomik ürünlerin yabani atalarına ev sahipliği yapması bakımından insanoğlu için doğrudan ve dolaylı olarak da önem taşımaktadır. Bitkilerin yer yüzünde dağılışının ve evriminin primer faktörü olarak iklim gösterilse de bitkinin-yetiştiği ortamdaki (habitat) su, toprak ve kayaç (anakaya dahil) yapısında sekonder faktörler olarak çok önemlidir. Bazaltik alanları oluşturan volkanik kaya kütlelerinden birisi olan bazalt taşı daha çok siyah renkte olup yığınlar halinde bulunur. Başlıca özelliklerinden birisi altıgen prizmalar biçiminde büyük yapılar meydana getirmesidir. Bu sütunlar magma akıntılarının soğuyup büzülmesinden ileri gelmiştir. Aşınma ve iklim şartlarından en az etkilenmesi nedeniyle bazalt taşı yapı işlerinde tercih edilme sırasıyla en önde gelen doğal taştır. Yakın gelecekte vazgeçilmez olacağına kesin gözle bakılan bazaltın kullanım alanı her geçen gün genişlemektedir. Sert ve dayanıklı bir taş olduğundan kaldırım, yapı taşı, köprü malzemesi ve bahçe düzenlemelerinde kullanılır. Yeryüzünde bol olan bazalt taşları bazı memleketlerde binlerce kilometrekarelik yerleri örter (Kuzey İngiltere, İrlanda, Almanya, Amerika ve Hindistan’da Dekkan bölgesindeki bazalt yığınları 300.000 kilometrekarelik geniş bir bölgeyi kaplar). Bazaltik alanlarda yetişen bitkiler, iklim faktörlerinden (yağmur, rüzgar ve bulutlanma sonrası güneş açma.) son derece etkilenirler. Şöyle ki: kışın yağmurdan sonra üç gün içerisinde çıkan Asphodelus’lar gibi. Her alanda yükseklik farkından kaynaklanan bitki çeşitliliği nasıl görülmekte ise, bu çeşitlilik bazaltik alanlarda da süre gelmektedir. Örneğin, bazaltik alan yamaçlarında daha çok tuberli ve tek yıllık bitkilerin hakim olduğu görülürken, tepe kısımlarında ise daha çok iki ve çok yıllık bitkiler görülmektedir. Kaya bitkileri, toprak miktarı az olan ortamlardaki küçük konglomera toplulukları arasından saçak kökleri ile toprağa tutunan tek yıllık bitkiler olabildiği gibi, aynı zamanda bazaltik alanların her kesiminde yetişen bodur çalılar (Quercus coccifera, Similax aspera, Crataegus monogyna vb.), tek yıllık, iki yıllık, çok yıllık kısmen de tuberli (Asphodelus aestivus) bitkiler de olabilmektedirler. Bilindiği gibi humus bakımından zengin olan topraklarda yetişen bitkiler daha erken safhalarda çiçeklenmekte olup meyvalarını daha erken oluşturmaktadırlar. Her ne kadar bazaltik alandaki humusun miktarına göre çiçeklenme süresi değişiklik gösterse de bu süreç ortalama iki haftayı geçmemektedir. Bazaltik alanlarda yetişen bitki çeşitliliğinin yüksek olması gerekirken bunun beklenenden az olmasının nedenleri, büyükbaş hayvanların otlatılması, taşocağının oluşturulması ve bunun olumsuz etkileridir (örneğin, bazaltik alanlarda taş ocaklarının patlatılması gibi.)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder